Çok istiyorum yine tarifler verebilmeyi, gündelik hayattan,okuduklarım, güldüklerim ,sevdiklerimden anlatmayı . Beceremiyorum.
Hayat kimine alabildiğine yavaş , kimine koşar adım , kimine sazlı sözlü , bilemedin kimine ağıt yaktırırken payıma düşeni alıp , her sabah çıkıyorum yola.
Öyle ne hesap kitap , ne matematiksel saptamalar yaparsan yap hayat seni hiç iplemiyor . Demem o ki , gönlümden daha çok yazmak , daha çok gezmek , daha çok yardım etmek , daha çok çözmek , daha çok insana el vermek geçiyor. Olduğunca artık , yetebildiğimce,
Bir çok insanla tanışıyorum .Faydalı olmak için çırpınıyorum.
Adı öğrenci , ben hoca olarak her akşam atölyeme buyur ettiğim , kadınları seviyorum .İşimi seviyorum.Öğretmeyi seviyorum.Üretmeyi seviyorum.
Onların yüzündeki keyfi görmeyi seviyorum.
Hayatıma dahil ettiğim beni hayatlarına alana herkese sonsuz teşekkür . Para denen o banknot da bir yere kadar . İnsani olan en mühimi.
Velhasılı , iyi ki atölyemi açmışım . İyi ki , pastacı olmuşum . Pastalara hikayeler yazacak kadar bulutlarda dolanmışım.
Yoksa anlam yüklemezseniz , kurabiye sadece kurabiye olabilirdi. Ben aşk da demiştim.
Ve fakat , bana güvenen princess lere teşekkür ederim , princesslerin kuzenlerine , çok uzaklardan arayan nişan arefesindeki kızlara , fırından yeni çıkmış suflenin yarısını eşime götürebilir miyim diyen sevgili kursiyerlerime , benden yaşca çok büyük olsa da her öğrendiği detay için Allah razı olsun diyenlere , evde beni sabırla bekleyen bizim köşkün ahalisine , her cumartesi akşamı annemle karar verdiğimiz anne bakımı seanslarıma , pazar sabahı en baba kahvaltılarla beni yeni ve uzun o kocaman haftalara hazırlayan aileme .
♥ ♥ ♥ ♥
Bu tamamen içimden böyle geldi yazısından başka birşey değildir ...
Hülya ♥