Her yıl bu mehteran takımını bekleriz.Önümüzden geçmeseler bile seslerini duymak da yeter ama bu kez onları fotoğraflayabildim çok şükür;)
O kadar sıcak bir gündü ki.Hep bu zincirli,demirli kostümlü beye,ne ağır bir yükün altında olduğunu düşünüp de üzülüverdik.Hele de bu sıcakta.İnsan ilk bakışta sıcaktan demirlerin iyice kızdığını ve bunun tene değme ihtimalinin talihsizliği üzerinde duruyor ama elbette ki bu kostümü taşımanın da bir püfü vardır.Maalesef bu püfün ne olduğunu bilmiyorum.O kostümün mehteran da ki adını da:(Ama her yıl şirketin kuruluş yıldönümü etkinliklerine katılan bu İnegöl ekibi apayrı bir hava katıyor bayramımıza işte bunu çok iyi biliyorum;)Bayram diyorum.Çünkü çalıştığım şirket Türkiye'de ve dünyada tek Seramik Bayramını kutluyor bu arada.
Ve bu yıl da yarım asır olmuş...Çalıştığım odanın yan tarafından bu kocaman ışıklı yazı görünüyor.Akşam akşam fotoğrafladım...
Bu resim de başımı sola çevirdiğimde çalıştığım masadan görünüyor.Heryer bayrak,ışık olunca insana da bir coşku geliveriyor doğal olarak.Bayram çocuğu gibi hissediyorsunuz kendinizi.Herkes daha bir özenli giyiniyor.Şık kadın,güzel kadın,bakımlı erkek görmeye alışıyorsunuz artık;)E bu da gözü okşuyor tabi ki;)Hele bir de iş yeriniz konum olarak çok göbek de bir yerdeyse"Aaaa bak gördün mü ne şık giyinmiş şu siyah üzerine beyaz desenli hanım var ya.Hani şu mini elbiseli bayan canımmm"
"Ayyy ayy baksana hiç olmuş mu bu kıyafete bu çanta"
"Bak bakk ben de bu renk ayakkabıya pek özeniyorum ama bak bakkk geçiyor geçiyor siyah elbiseli hanımın ayakkbısı.Ne renk diyorlar buna taba mı?:)"
"Aaa Hülya sen de pek japon konseptli giyinmişsin bu arada.Ay dur bakiim,dön şöyle.Saçlar da mı japon ne?"tarzı konuşmaları epey duyup,epey de bir deyiveriyorsunuz.
HAMİŞ:Bu arada japon giyimli Hülya ben oluyorum elbette ki,japon saçı da ensede toplanmış saçlar efendim;)
Türkiye'nin ve dünyanın birçok yerinden yüzlerce misafir geliyor bu arada.Bu resim de fabrikanın yolları her ne kadar boş çıksa da resmi çektiğim saatlerde herkes havuzbaşı tesislerinde ki akşam yemeğindeydi.Ardından konserler,halk oyunları gösterileri vs.vs...
Şirketimizin başında bir gönül adamı var.Yaptığı hayırlar,ülke ekonomisine katkısı gerçekten insan üstü bir çaba.Keşke hepimiz onca işimiz arasında bu kadar gönüle ve insana yatırım yapabilsek.Her yıl birçok çocuk sünnet ettiriliyor bayramlarda.Sanırım bu yılla beraber 14.050 çocuk sünnet ettirilmiş.Spor müsabakaları da yapılıyor.Büyük oğlum ve yeğenim de golfteydi.Tüm çocuklar bu etkinliklerde yer aldıkları için madalya alıyorlar.Yeğenim Oğuzkaan'da minikler de 3.oldu.Onu da buradan tekrar tebrik ediyorum.Aferin teyzeciğim;)
Kuday dereceye giremedi.Gönül isterdi dereceye girsin ama ben onların sosyalleşmesi adına bu tür faaliyetlere katılmalarını çok istiyorum.Yalnız Kuday'a bu madalya alıp kupa alamamasını izah da çok zorlandım.Bu sabah yine ağlayarak yanıma geldi.Esaslı bir konuşma yaptım da sanırım bu kez durumu anlatabildim.Okumayı da biliyor ya sıralamasını görmüş.Ona hislenmiş.Asla kendine konduramıyor.Ben de bu ilçe de 20-25 bin çocuk olduğunu bunların içinden 28 çocuğun bu etkinliğe katıldığını,şanslı olduğunu çünkü katılabildiğini,o yüzden şirketin onlara teşekkür etmek için dereceye girsinler girmesinler madalya verdiğini söyledim de beyefendi ikna oldu.Sanırım;)
Ben de bu büyük şirkette ki 5.yılımı doldurdum bu arada.Zaman ne çabuk geçiyor gerçekten.5-10-15-20-25-30-35-40-45 yılını doldurmuş şirket çalışanlarına ödülleri veriliyor.Koskoca bir camiaya üzüntüsü,sevinci,tasası,mutluluğu ile katılmak elbette ki çok güzel.Bir kere insan ruhuna iyi gelen bir durum.Aidiyat hissinize karşılık buluyorsunuz.
Dilerim daha nice 50.yıllara ulaşır şirketim.
Ve babama,bana,kardeşime,kızkardeşimin eşine sağladığı imkanları bizim çocuklarımıza,torunlarımıza da sağlayabileceği gücü hep bulur.Küçük ilçemin bu dev iş kapısı bir ilçenin tümünü dolaylı yoldan da olsa besliyor.Bana emeğimin karşılığını veriyor.Ben pazara çıkıp köylümden pazarlığımı alıyorum ona veriyorum.Ekmek alıyorum fırıncı esnafıma,konfeksiyoncuya,ayakkabıcıya,mahallemin bakkalına veriyorum.
Sadece burada 3000 kişi çalışıp etrafına da güç katıyor. Daha yurda dağılmış yüzlerce çalışan var aynı çatı altında.
Dilerim bu zincir hiç kopmaz.Dilerim herşey daha güzeline ulaşır...
Havada epey bir sıcak olup bende de 20-25 dk.lık yolu göze alabilecek yürek olmayınca ve hatta epey düşük nükseden tansiyon durumları söz konusu da olunca kardeşimin işden çıkmasını beklemek zorunda kaldım.Neyse iş çıkışımdan bir yarım saat sonra arabayla yola koyulduk.
Görmüş olduğunuz bu börek de cuma akşamı cheesecake öncesi hazırlayıp fırınladığım böreğim.Bu tarz böreklerin elbet genel kabul görmüş bir adı vardır ama bizim buralarda bu tür börek pişirmiş bir kadına:"Ne pişirdin?"diye sorulduğunda genelde"Dolamanlı Börek;)"diye yanıt verdiği ve benim aklımda yıllardır bu isimle kaldığı için Dolamanlı Pazı Böreği diyorum..Çocukluğuma ithaf olsun diye;)).Mutlaka allengirli bir adı vardır.Bilen varsa öne gelsin;)Tarifleri akşama geçerim;))
Pasta gerçekten çok çikolatalı.Üzeri bitter ganaj ve fildişi çikolata.Hamuru kakaolu,dolgu kısmı vanilyalı+muz parçaları eşliğinde tadının çok güzel olduğu tescilli bir pastamdı bu..jpg)








Hatta
Kızkardeşimin çok güzel bir bahçesi var.Her yeri yemyeşil küçük bir bahçe bu.İşte o bahçede akşam sadece komşuların katıldığı çok güldüğümüz,neşeli bir eğlence yaptık.Altta kına tabağı var.Nurdan Hala ve Hülya Teyze olaraktan çocukların kınalarını biz yaktık.Çocuklar nasıl yarıştılar kına yaktırmak için bir görseydiniz.Hatta bizim kınayla 15 dakikalık münasebetimiz parmaklarımızın kızıla dönmesine yetti de arttı bile...
Bu da kınalı kuzu;)"E anne kınalarım gidince o zaman birtek kuzum mu dicen yine?"diye soran
Sadece dünyaya gelme hızları 70 gün arayla olan oğlum ve yeğenim.Yani Kuday'la Oğuzkaan.Aynı okula gidiyorlar,tatilde hep birlikte kalacaklarına dair sözleri de var.Hele bir şu sünnet geçsin...
3 oğlan bir yerde.Padişahın asasını tutmak da bir şeref olmalı.Hele onunla karşılıklı oynamak gibisi yoktur elbet...
Bazen de böyle küsülüverir.Hatta sebebi de epey bir vakit bulunamaz;)(Sayfa da resmini görünce ve ağbisi de ona resmin altında ki yazıyı okuyunca "Ben küsmedim ki öyle durmak istemiştim.Babam çekti hemencecik"dese de efendim benim küçük oğlumun normal küsme görüntüsü her daim böyledir evde.Tavır aynı tavır;)))