28.11.2006

CEDRIC ve CHEN AŞKI BİTTİ !!!!!!

Flaş!Flaş!Flaş!Büyük aşk çok kısa sürdü ve bir sözle aşk bitti...
Olayın anneye açıklanmasıysa şöyle gelişti:
-Anne ben Eda'ya(Chen'e) aşık olmaktan vazgeçtim.
-?????
-Artık aşık değilim.
-Peki neden?Chen birşey mi yaptı sana?
-Chen demeeeee!Eda o!
-Tamam,tamam Eda.Sana ne dedi?
-Birşey demedi.Öğretmenim dedi.
-Ne dedi?
-Artık kimse kimseye aşık olmasın dedi.Ben de vazgeçtim.
-:)))))

Peki aşk hangi yolları aşarak bu hale geldi.Aşkın ilk zamanları ve kısa süren haziiiin öyküsünü diğer blogdan buraya alıyorum hemen.Arzu edenler okuyabilirlerler efendim.

CEDRIC ile CHEN
-Anne ama utanıyorum.Aşkla ilgili...
-Aşk güzel birşeydir oğlum utanılmaz.
-Utanıyorum işte.(Ağbi de bu arada aşıkla dalga geçmekte.Aşıık!Aşııık!)
Gülmemek için kendimi zor tutmaktayım.Kahvaltı masasında birdenbire iki kardeşin manasız kavgalarından sonra ''Söyliiim mi?Söyliiim mi?''tehditleriyle gün yüzüne çıkan bu durum beni fena halde afallatıyor. İçinde bulunduğum bu kırılgan duruma karşı inanılmaz tecrübesizim.Ama olabildiğince de sakin görünmeye gayretliyim.Şimdi kızı öğrenmem gerekiyor derken ağbiden gelen baskılarla -ki bu hemencecik oluveriyor-Kızımızın adı Eda.
Küçük oğlum sert bir bakış fırlatırken ağbiye birden yumuşayıp:
-Ama Eda benim elimi tutmuyor deyiveriyor.
Besbelli çok incinmiş,pek kırılmış.Onu öyle görünce içim eziliyor.Sizin için dünyanın en yakışıklı,en akıllı,en hisli,en şanslı,en karşı konulmaz ve reddedilemez kişisi olan oğluşlarınızdan küçüğünün elini bile tutmak istemeyen;yine bir başka anneye göre dünyanın en güzel enlerinin toplandığı bir başka çocuk,küçük adamınızı hiç farkında olmadan ve bir o kadar masumane reddediyor.Oysa tutulmayan,reddedilen o elleri ben öper,öper dururum.(Ay ben seni yerim,yerim:)Büyümüş de aşık olmuş)
-Belki kız arkadaşıyla el tutuşmak istiyordur.
-Evet ama hep Kübra'nın elini tutuyoo.(Sitemkar)
-Kübra onun en iyi arkadaşıdır.
-Eveet...(Keşke Kübra'nın yerinde ben olsam der gibi)
-Peki o zaman olsun varsın.(Böyle olsun varsınla cümleyi tamamlarsam sorun yok havasını onlara hissettirebildiğimi düşünüyorum nedense...)Büyüğüm lafa giriyor:
-Eda çok güzelmiş.(Aşık yumruklarını sıkarak Cedrıc gibi hiddetleniyor.Tabii Cedrıc bağlantısı sonradan kuruluyor babamız tarafından)
-Çok mu güzel oğlum?
-Gözleri bööle(Kendi gözlerini iyice kısarak)çok güzel.
-Gözleri o kadar kısıksa etrafı göremiyordur.(Ancak bu kadar tiye alabiliyorum.Gülmem lazım.Çok fena)
-Hayır anne.Gülünce ööle oluyoo.Çok güzel oluyoo.
Bu arada ağbiyle itişip kakışmaya son sürat devam.
-Aşıkkk!Aşıkkk!
-Anne şuna bişey söyle.Benimle dalga geçiyoo.

*******
CEDRIC,CHEN'I NASIL ÖPER?
Cedrıc,Chen'ı bir kere yumuşacık öper.Şööyle usulca.Sonra bir tüy kadar da hafifmiş öpüşü.Çünkü yanaklarımda Cedrıc tarafından tekrar test ediliverdi hemencecik.''İştee böööle''diyerekten.
Aman Allahım!!Bu kadar narin,bu denli yumuşacık öpülür mü bir insan?Öpülür.Öpülür elbet.Bu dünyada yaşayan iki meleğin dudağı ve yanağı olunca elbette ki öpülür.Anne mi ne yapar?Cedrıc'i yer,yer.Kucağına alır bir yandan göbüş gıdıklanır,öpülür;bir yandan Cedrıc'ın kahkahalarına eşlik edilir.Sesleri duyup gelen Alaın Delon'umuz da çarçabuk alaşağı edilir veeeee dünyanın en komik öpüşleri,gıdıklamalarıyla yorulana dek güreşilir. Chen mi ne yapmış öpücük karşısında?Hiçbirşey sadece Cedrıc'e bakmış.O kadar;))
HAMİŞ:Bu arada öğrenilir ki;Cedrıc,Chen'e sarılmış bir de.Hem de öğretmen sınıftan çıkınca.
Ağbimiz mi?O henüz aşık değilll.Zaten olmasın da.Yüreğim de iki sevdayı kaldıracak güç ben de ne gezer?

PATATES MUAMMA;))


YEŞİM'İN SALATALIKLI PATATES SALATASI
*5 orta boy patates
*2,5 su bardağı yoğurt
*2 yemek kaşığı mayonez
*3 diş sarmısak
*2 salatalığın kabuğunun rendesi(beyaz etli kısmı kullanılmıyor)
*Yarım demet dereotu
*Tuz
---------------------
Haşladığımız patatesleri küp küp doğrayıp bir kaba alıyoruz.Ayrı bir yerde yoğurt,mayonez,sarmısak,ince kıyılmış dereotu,tuz, salatalıkların rendelenmiş ve iyice sıkılmış kabuklarını karıştırarak homojen bir karışım elde ediyoruz.Daha sonra bu sosu küp küp doğranmış patateslere ekleyerek iyice karıştırıyoruz.Ve salatamız hazır.Herkese afiyet olsun...

HAMİŞ:Patates etkinliği için yaptığım kaşarlı patatesin resimleri iğrenç ötesi çıkmışken ve ben acı ile;) ''Kahretsin logoyu da koydum son gece ve ben ev de yokum''diye kıvranırken tamamen mucize ötesi; gittiğim misafirlikte ikram edilen patatestir yukarıda ki.Bu yüzdendir ki adı patates muamma olmuş,lezzeti süper bir salatadır.Tavsiye eder;ev sahibi arkadaşımı da şükranla kutsarım;)))

26.11.2006

SON OKUDUKLARIM&SON İZLEDİKLERİM

Sizin hiç bir kitabı sipariş ettiğinizde uykularınız kaçtı mı?

Benim kaçtı...
Ben yazarının deli ve dahilik arasında gidip gelen ruh halini,hayatını araştırdığım vakitler öğrendiğimden aslında korkuyordum.Bilmediğim herşeyi bilen insanları dinlerken evvela ürker ama tasvip etsem de etmesemde inandıklarını sonuna kadar dinlerim.Ya da hepimiz gibi düşünmeyen insanları bir bildikleri olduğunu düşünmüşümdür hep.İyi ki bu kitabı okumuşum.Kendimi sormuş,aramış,bulabildiğim yanlarımı sorgulayabilmişim.Bu kitabı çok zamandır bilenler vardı o yüzden geç kalmışlığıma yandım. Ama şanslıydım.Hala bu kitabı okumamış olanlar arasında yoktum.İnsan olmak üzerine eşsiz bir eser.Bildiğimiz ama es geçtiğimiz her ayrıntının anlatımında ustalıkla kullanılmış kelimeler.Yazarın en doğru kelimeleri bulabilmek için kitabının müsveddelerini 4 koca yıl yanında gezdirmesine ne demeli?








Liseden arkadaşım olan ve hala görüştüğümüz Sevilciğim tavsiyesi bir filmdi bu.Ağır giden,başlarda çözmek için kendimi yorduğum izlenebilir bir film.Kalp nakli yapılan umutsuz bir hastanın kalbini aldığı adamın karısına aşkını merak ederseniz izleyin derim.Neden mi 21 GRAM?
İnsan ölürken ağırlığından 21 gram eksilirmiş de ondan...








Chocolat,geçenlerde izleyebildiğim ve çok merak da ettiğim bir filmdi.Çok geç kalmışım izlemekte(5 yıl kadar) ama yine de ben umduğumu bulamadım.Juliette'in önyargılar önünde dipcik gibi duruşuna şapka çıkartsam da ben daha çok çikolata yapımı görme hevesiyle oturmuştum filmin karşısına.Birtek hatırımda kalan Venüs'ün Memeleri dedikleri uçları beyaz çikolatalar.Derhal denenecekler listeme ekledim.Dükkan güzel.(Hayalime uygun)Karanlık ve puslu zamanlarda giyilmiş iki kırmızı pelerin çok etkileyiciydi.Schindler'in Listesi'nde ki siyah beyaz filmde karmaşada yürüyen küçük kızın kırmızıyla dikkati çeken mantosu gibi etkiledi beni.Gerçi her iki filmde de kırmızıya yüklenmiş anlamlar çok farklı da olsa benim hatırıma hemen iki filmi bağdaştırmak geldi.
Ne denli kendilerini kapatmış bir kasaba olsa da çikolatacımızın insanların üzerinde yapmış olduğu olumlu etki görülmeye değer.



İdealler üzerine kurulmuş bir hayat.Doğru bildiğinden asla şaşmamak.Kötü bir seslendirmeyle izlesek de vermek istediği mesajı çok net aldık.Çünkü insanın eşi böyle bir işle meşgulse ve filmin izlenmesinden bir gün sonra oynanan müsabakadan 12-0 galip ayrılırlarsa insan bir durup düşünüyor.Filmde var bir hikmet diye:)
Yani efendim anlayacağınız güzel hatta dokunaklı bir film.İzlemek de faide var...



HAMİŞ:Bu yazı ve resimleri iptal ettiğim diğer blogumdan aldım.Çünkü oradan resimler görünmüyordu.Bilginize...




TRUFFLE YAPMIŞTIM...


Geçtiğimiz 13 Mayıs Chef's'teydim.Anneler Gününe özel Çikolata Kursuna katıldım.Orada öğrendiklerimden biri ve şimdilerde en sevdiğim Truffle yapımıydı.Bir kere truffle inanılmaz lezzetli,bir o kadar hayal gücünüze bağlı ve pratik,son derece de şık.Eşinize dostunuza benim gibi küçük bir yerde yaşıyor ve özel birşeyler götürmek istiyorsanız müthiş bir kurtarıcı oluveriyor truffle.Çevremdekiler özellikle bitter çikolatadan yapılmış,kakao kaplı ve mümkünse tek lokmalık truffle istiyorlar benden.Bu sebeple ben de her ne kadar kağıt kaplarımın içini doldurmayan truffle yapsam da onları sevdiklerimle paylaşmak çok hoşuma gidiyor.
Dilek,her daim dipdibe çalıştığım iş arkadaşım bu bitter kakao kaplı lezzet toplarına bayılıyor.Sonra bizim buraların sosyetesinden;)Nuran Abla benim ilk müşterimdi ama zehirlenmedi:)O da bayıla bayıla yiyor.Yeşim artık kendi bile yapabilecek kadar işi ilerletti.Üstelik Mabel Çikolatalarından yapacak kadar aşmış vaziyette.(Rakibem benim:)Öyle çok daha lezzetliymiş Yeşim diyor.Melek yeni iş arkadaşım ''Ih!ıh!ıh''diye diye,gözlerini kapata kapata;Aslıcık bana gelirken bunlardan yap da getir diyerek trufflerımın şöhretinin haklı gururunu yaşatıyor bana.Sevgiciğim ise burada ilk yeme şansını-mı desem acaba-bulanlardandı.O da çok sevmişti. Sonra canım Özden'im.Benim kursa gidebilmemde ki kamera arkası insanım.)Hem bir de beni almak için yanıma geldiğinde kursta tek tek ellerimle truffle,roches,hatta içi toppinglerle dolu çikolatalarımdan yiyen eşsiz insan.Ben sana daha ne diyeyim ki affolayım;))) Hayatımda ki bir diğer Dilek'im ise kurstan çıktığımda elimde ki taze taze çikolatalarımdan yeme şansını bulmuştu.Canım arkadaşım dün gece konuştuğumuz gibi bunları sana ithaf ediyorum taaa Manisa'lara,uzaktan bile olsa...Pek methettim ya işte şöyle yapmıştım.
TRUFFLE
Malzemeleri:
200 ml.krema(1 küçük kutu)
1 fiske tuz(Çikolatanın tadını keskinleştiriyor)
Truffle kaplamak için:Kakao(Çekilmiş ceviz,fındık vs.;pudra şekeri,eritilmiş çikolata...)
---------------------
-Önce çikolatalarımızı bıçakla küçük küçük kıyıyoruz.
-Ayrı bir kapta kremayı ocağa koyup tahta bir kaşıkla karıştıra karıştıra kaynayıncaya kadar tutuyoruz.Kaynamış kremanın altını kapatıp,kıyılmış çikolataları ve tuzu ekliyoruz,pürüzsüz bir kıvam alana kadar iyice karıştırıyoruz.
-Çikolatamızı arada karıştırarak oda sıcaklığına gelmesini sağlayıp, daha sonra buzdolabın alt rafında tutuyoruz.Arada bir çıkararak mikserle çırpıyoruz.2- 3 saat içinde truffle istediğimiz kıvama gelecektir.Bunu mikserle çırparken çikolatamızın toplanmaya başlamasından anlayabiliriz.(Bazen çikolatanın azizliğine uğrayıp sabaha kadar başında bekleyip de donması için diller döktüğünüz de olabilir.Bana oldu da;)
-Daha sonra top top şekiller verip derince bir kaba koyduğumuz kakaonun truffle her yanını kaplamasını sağlıyoruz.Küçük kağıt kaplar içinde servis yapabiliriz.

24.11.2006

Sıla Gecesi...

Bu resim Kuzeybebek'e ithaf edilmiştir;)
Şimdi dizi bitti.
İçim acıyarak,içim yanarak,bazen de kahrolarak izledim Sıla ve Boran'ın hikayesini.Narin'le Sıla evin damında sadece iki insan olarak ve herşeyden arınarak dertleştiklerinde ağlıyordum.İnsanoğlu her ne durumda olursa olsun sığınacak bir liman bulduğunda duruluyor.İşte o duruluşu sevdim.
Sıla'yla Boran ilk kez aynı dili konuşup birbirlerini anlamaya çalıştıkları doğum günü akşamı onlar dansederken ben de bana ait çok hoş diyarlara gittim.Elimden tutan erimin gözlerinde ki pırıltıyı Baran'ın gözlerinde gördüm.''Seni Seviyorum''diyebildiğindeyse artık içim yanıyordu.
Sıla'nın babası geçmişe dair hüznünü anlatırkense kahroldum.
Bu içinden sevmek,yanmak,kahrolmak sözcüklerinin geçtiği herşey insan.İnsanı yüzümüze vurduğu için mi sevdik acaba bize gösterilenleri?
Ben yaşamın bıçak sırtı olduğunu düşünürüm hep bu yüzden hiç ahkam kesmemeyi öğrettim kendime.Hayat sizin toy zamanlarınızdaki atıp tutmalarınızın herbirini yapabilme fırsatı vermiyor çoğu zaman.Boş kahramanlık günlerimin seslerini duyar gibi oluyorum Sıla'nın sılasını gördükçe...Bir yanından tutuyorsunuz işte yaşamın.Ve dönem dönem kendinizle hesaplaşmanızı sağlayacak durumlar çıkıyor ortaya.Ne mana çıkartacağınız size kalmış elbet.Alacağınız ders size özel...
BERDEL var ve hala gençlerin biryerlerde elleri kolları bağlı.Töre çok büyük ve onlar küçücük. Can perperişan mıdır o vakitlerde?

22.11.2006

İlk...

2006-2007 SONBAHAR-KIŞ EV GEZMELERİ SEZONU AÇILMIŞTIR...

Üstüne üstlük sosyete katkılı ve tamamen içaçıcı;))







KROKAN KAPLI NESCAFELİ PASTA
Malzemeleri
1 adet pastaban(2 katlı)
1 tatlı kaşığı nescafe
1 su bardağı soğuk süt
Krema:1poşet krem şanti(Paketin içerisinden çıkan 2 poşetten biri kullanılacak)
1 su bardağı soğuk süt
1 tatlı kaşığı nescafe
Krokan için:200 gr.fındık içi
6 y.kaşığı toz şeker
Bir miktar sıvıyağ(Krokanları döktüğümüz zemini yağlamak için)
----------------------------
-Öncelikle krokanlarımızı hazırlamak için bir tavaya 200gr.fındık ve 6 yk.şekerimizi alalım ve şekerler iyice karamelize olana dek bir güzel kavuralım.İşlem gerçekleşince çok az sıvıyağla yağladığımız tepsi veya tezgahımıza ince olacak şekilde krokanlarımızı yayalım.Krokanlar tamamen soğuyunca ve kaskatı olunca bıçakla yer yer vurarak kıralım.Kırılan parçaları rondoda oldukça ince çekelim.Hazırlanan krokanlarımızı pastayı kaplamak için ayrı bir yere alalım.
-Kremamızı hazırlamak için; 1 poşet krem şanti,1 su bardağı soğuk süt,1 tatlı kaşığı nescafe ile iyice çırpalım.
-Pastabanımızın katlarının birbirine bakacak yüzlerini 1 su bardağı nescafeli soğuk süt ile güzelce ıslayalım.Hazırladığımız krem şantiden pastanın üzeri ve yanlarına çok ince bir kat sürecek kadar ayırıp;kalan şanti ile her ikiyüzü de sıvayalım.Katların arasına bir miktar krokan serpip, iki katı üstüste yerleştirelim.Üzeri için ayırdığımız şanti ile pastamızın üstüne ve yanlarına çok ince bir kat sanki ekmek dilimi yağlarmış gibi sürelim.(Burada amaç sadece krokanların yapışabileceği zemini hazırlayabilmek.)En son kalan krokanları spatula yardımı ile pastamızın heryerine kaplayalım.Oldukça düzgün bir görünümü olabilmesi için tekrar spatula ile üzerini ve yanlarını düzeltelim.Pastamız hazır...









MERCİMEK KÖFTESİ
Malzemeleri:
2 su bardağı kırmızı mercimek
3-4 su bardağı su
1,5 su bardağı ince bulgur
3 büyük kuru soğan
Zeytinyağı
1 servis kaşığı biber salçası (dolu dolu)
2 servis kaşığı domates salçası (dolu dolu)
Pulbiber,kimyon,tuz,karabiber,sumak
Yarım demet dereotu
Yarım demet maydanoz
3 sap taze soğan
Servis için:Taze marul yaprakları
-----------------------------
-2 su bardağı mercimeği 3-4 su bardağı suyla haşlayalım.Mercimekler pişince altını kapatıp bulgurunu ekleyelim ve bir karıştırıp,kapağını kapatarak bulgurların şişmesini bekleyelim.
-Bir tavada küçük küçük doğradığımız 3 iri kuru soğanı bolca zeytinyağında kavuralım.İçine biber ve domates salçalarını da ekleyerek kavurmaya devam edelim.
-Mercimek ve bulgur karışımına,kavrulmuş soğan ve salça karışımını,baharatlarını ekleyerek iyice harmanlayalım.
-İnce ince doğradığımız maydanoz,derotu ve taze soğan saplarını tüm malzemeye ekleyerek şekil verelim.
-Yıkanmış taze marul yapraklarıyla servis yapalım.(Sumağın ekşisi yeterli gelmezse üzerine limon sıkılabilir)



ISPANAKLI GÜL BÖREK

Malzemeleri:5 adet yufka
1 kg.ıspanak
2-3 çay kaşığı tuz(Ispanakları ovmak için)
3 orta boy kuru soğan
½ çay bardağı zeytinyağı
2 çay kaşığı katabiber
2 çay kaşığı tuz
Üzeri için:
1 su bardağı yoğurt
½ çay bardağı sıvıyağ
1 yumurta sarısı
-------------------------
-Önce 1 kg.ıspanağı yıkayıp temizleyelim ve 2-3 çay kaşığı tuz serperek iyice ovalım ve ıspanakları ayrı bir yerde bekletelim ki iyice sularını salsın.
-1 kg.ıspanağı alabilecek büyüklükte bir tencere veya tavaya 3 orta boy kuru soğanı küçük küçük doğrayalım,yarım çay bardağı zeytinyağı ilavesiyle kavuralım.Ocağı kapatıp;kavrulmuş soğanların üzerine ıspanakların sularını sıkarak ilave edlim.Tuzunu ve karabiberini de ekleyerek harmanlayalım.
-5 yufkayı ortadan 2'ye bölüp yarım daireler oluşturalım.Herbir yarım daireyi de 3 parça üçgene bölelim.(Bunu yarım dairenin üzerine büyük ve geniş bir V harfi yaparak da elde edebiliriz.)Her üçgenin geniş tarafına 2 y. kaşığı kadar ıspanaklı harçtan alarak koyalım ve rulo şeklini verip ;kendi etrafında döndürerek gül gibi yapalım.Diğer üçgenlere de aynı işlemi uygulayarak böreklerimizi tamamlayalım.
-Ayrı bir yerde böreğimizin üzerine sürmek için 1 su bardağı yoğurt,½ çay bardağı sıvıyağ ve 1 yumurta sarısını iyice çırpalım.Böreklerimizin üzerine bu harcı sürüp 200 derecede ısıtılmış fırında üzerleri iyice kızarana dek pişirelim.

HAMİŞ:İnanılmaz lezzetli,bir kere yumuşacık,üstüne üstlük bizler sıcacık yiyebilsin diye'' hoşbuuulduuuk'' deyip içeri girdiğimizde fırına sürülmüş,elektrikler kesilirse ihtimalini bile yoksayabilecek kadar kahraman börekciklerdi bu yediklerimiz.Ve evsahibesi pek bir nezaketliydi canım...
Yeşimciğim son derece rahat ettiğimiz evinde bizi ağırlaman ne güzel...
Ve her zaman dediğim gibi elin yine çoook lezzetliydi.Teşekkürler ;))







Günebakan çiçekleri...

Ben bir kırıntıydım şu yeryüzünde.Olağan ve sıradan.Yüzümü güne dönmek istedim ama küçücüktüm.Beceremedim.Güne bakmayı bilenlere bu yüzden imrendim hep.Güne yüzünü verenler günebakan çiçekleri gibiydi çünkü...
Sonra dedim ki ''Şimdi hayatının kırıntılarını toplama vaktidir.''Derleyip topladım hemen.

Kırıntılarımın herbiri aşk etti,aş etti,ekmek etti...
Günah etti,hayal etti,dar etti...
Üstüne üstlük hiç küsmeyip bana herbirşeyden bir ben etti.
Eşim,dostum,ailem,yolumun kesiştiği herhangibirşey sen bile!Hayatıma mana kattınız.Ben de bana anlam yükleyen herşeyden biraz demeye geldim.


İşte benim GÜNEBAKAN ÇİÇEKLERİM diyebileceklerim.Satır satır yazılmaya hazır.Onlardan kocaman bir tarla yapmaya geldim.