BİR İSTANBUL MASALI;)

Geçtiğimiz pazartesi başlayan yoğunluğum dün itibariyle nihayet bitti.Ben mi?Yok daha bitmedim;)Bir haftada aynı organizasyon için 620 kişilik pasta ve cupcake pişirdim.Bu arada kızkardeşim(çırpma-fırınlama),annem(çocuklara bakma),çocuklarım(uslu durma),eşim(strafor kaplama,getir-götür işleri),Dilek kutulama,çırpma,Ebru akıl danışma,Ayşem ve Pastaland malzeme destek,Zerrin araştırma,erkek kardeşim nakil işlerinde bana inanılmaz destek oldular.Teşekkürler canlarım.......

Cumartesi gecesi İstanbul'a yola çıktık.Ben,Dilek,Mukadder.Bir de aracımızı kullanan Ergüven...Böylece ilk kez bir pastamı monte etmeye şehir dışına çıkmış oldum.Ali Baba'nın çiftliği gibi düşündüğümüz pasta 50 kişilik.Havuçlu kek içi muzlu muhallebi.

Şunu tecrübe ettim,pastayı organizasyon yerinde ve pasta kesilmeye en fazla 1-1,5 saat kala montelemeli.Organizasyon şirketi yiyecekleri 9,5 da isteyince 8 gibi montelememiz bitti ama pastanın kesilmesi öğlen 1 i bulunca alt kat esneme yaptı,çatlamalar oldu.Allahtan pasta yine de ayakta kalmaya direndi de ben de rezil olmadım.Bu işleri yapan arkadaşlara tavsiyem,pastanın gideceği mesafeyi hesaba katın ve mümkünse orada katlandırın.Bu işlemi de organizasyon başlama saatinde değil de pastanın kesilmesi saatine göre yapın.

Bu pastamsa organizasyona sonradan eklendi ve daha önceden yaptığım Erdem Bebek pastası şeklinde çalışma konusunda hemfikir olduk..Sadece üst modellemesi farklı ve pasta sahibini, daha önceden yine onlar için yaptığım dede-nine figürlerini de bu pastaya koymak isteyince ortaya bu pasta çıktı.Pastalarımı oluştururken farkettim ki Lorraıne Aka Aine tarzını çok benimsemişim.Onu benimsemiş olmaktan da çok memnunum.Yine farkettim ki ,ben daha çok pastel renkler,bol figür,kurdelalar seviyorum pastada.Zamanla da deha net bir tarz oluşturacağımı umuyorum....Bu pastamın hamuru kakaolu-portakal sulu kek.İçi kestaneli krema...Alttaki resimde nescafeli cupcakelerim de görünüyor.Onları bir an orada görünce şaşırdım.Tadı daha oturmuş,kreması deforme olmamış cupcaklerimin tarifini de ilk fırsatta vereceğim....Doğum günü brunch olarak organize edilmişti.Bu masa çocuklara ait kısımdan.Boğaziçi Üniversitesi'nin Kennedy Lunch denilen salonunda büyüklere açık büfe vardı.Yemekler müthişti ama Boğaziçi Üniversite'sinin manzarası daha müthişti.Bayıldım.Sırf bu manzarayı yeniden görebilmek için azim edip üniversite sınavlarına katılıp,tek tercih yapabilirim;)O kadar huzur verici,steril,ve o kadar yeşil,o kadar mavidi ki her yer....Onca yorgunluğa bu doğumgününe katılmak kendime verilmiş bir hediye gibi geldi....Çok dinlendim... Kızlarla pastayı montelediğimiz evin balkonundayız.Arkamız boğaz...Güneş bu pazar daha mı parlakdı ne.
Ve çok çok beğendiğim Boğaziçi Üniversitesinden bir kare.Bunun gibi birçok taş bina mevcut.Üniversitenin tarihçesi de çok ilginç.Merak ederseniz buradan bilgi edinebilirsiniz.