Hatta durumu iyice abartıp şimdi bile denemeye cesaret edemeyeceğim bir boza yapımım vardır ki,düşman başına sözü benim o boza mayalama gününden sonra büyük ihtimalle annem tarafından TDK'na kazandırılmış olup,bir nida biçimi olarak da haklı yerini diğer başka çığlıkların yanında almıştır;))) Hadi pilav falan neyse de Strudel denediğimi bilirim ben;)Elime geçen yabancı dergilerin mutfak sayfalarında yemesi neredeyse o şartlarda benim için imkansız kurabiyelere saatlerce baktığımı,hiç olmayan Almancamla kafamdan tariflerini oturtmaya çalıştığımı çok net hatırlayabiliyorum;)))
Şimdi büyüdüm,koskoca kadın oldum ve hayallerimi süsleyen tüm o şeylerin bilinçaltıma yüklenip,beni buralara kadar getirmesine tesadüf deyip çıkmalı mı acaba?Ne dersiniz?Yoksa üzerinde kafa mı patlatılmalı?Ben,beni eskilere götüren bu sayfalara çok fazla kafa patlatmanın yerine çocukluğumuzdan bugüne küçük küçük,bize bizim bile farkında olmadığımız zamanlarda katılan herşeyin nasıl hamurumuzu şekillendirdiğine hayretle bakmayı yeğliyorum...En olumlu bakış açısı bu olsa gerek....
Üfff yaaa nereden nereye geldim.Ben pastacılıkla ilgilenen herkese elimde çok eskilerden kalma bu sayfalarda bir parça yardımcı olmak niyetindeyken,nerelere nerelere gittim içimde...Sizde de böyle değil midir bu?Bir an,bir duruş,hatta bir koku.Evet evet,en çoğu da bir koku bizi alıp geçmişin o gizli mabedine sokuverir.İşte o anlarda acıysa acı,hüzünse hüzün,sevinçse sevince gark oluruz.
Yani diyeceğim çok fazla melankolik olmadan bu resimleri sizlerde bir inceleyin.İncelemek de fayda var.Hatta 2.resimde ki tablo da yuvarlak kalıba ne kadar,kare kalıba ne kadar şeker hamuru gideceği yazıyor.
Genelde yabancılarda şeker hamuru kaplanmadan önce kek,pandispanya her neyi kaplayacaksanız önce badem ezmesi ile kaplanıyor daha sonra şeker hamuru giydiriliyor.Biz de durum daha farklı.Pandispanyaya krema türevlerinden;)biri sürülüyor daha sonra şeker hamuruyla kaplanıyor.
Şimdi büyüdüm,koskoca kadın oldum ve hayallerimi süsleyen tüm o şeylerin bilinçaltıma yüklenip,beni buralara kadar getirmesine tesadüf deyip çıkmalı mı acaba?Ne dersiniz?Yoksa üzerinde kafa mı patlatılmalı?Ben,beni eskilere götüren bu sayfalara çok fazla kafa patlatmanın yerine çocukluğumuzdan bugüne küçük küçük,bize bizim bile farkında olmadığımız zamanlarda katılan herşeyin nasıl hamurumuzu şekillendirdiğine hayretle bakmayı yeğliyorum...En olumlu bakış açısı bu olsa gerek....
Üfff yaaa nereden nereye geldim.Ben pastacılıkla ilgilenen herkese elimde çok eskilerden kalma bu sayfalarda bir parça yardımcı olmak niyetindeyken,nerelere nerelere gittim içimde...Sizde de böyle değil midir bu?Bir an,bir duruş,hatta bir koku.Evet evet,en çoğu da bir koku bizi alıp geçmişin o gizli mabedine sokuverir.İşte o anlarda acıysa acı,hüzünse hüzün,sevinçse sevince gark oluruz.
Yani diyeceğim çok fazla melankolik olmadan bu resimleri sizlerde bir inceleyin.İncelemek de fayda var.Hatta 2.resimde ki tablo da yuvarlak kalıba ne kadar,kare kalıba ne kadar şeker hamuru gideceği yazıyor.
Genelde yabancılarda şeker hamuru kaplanmadan önce kek,pandispanya her neyi kaplayacaksanız önce badem ezmesi ile kaplanıyor daha sonra şeker hamuru giydiriliyor.Biz de durum daha farklı.Pandispanyaya krema türevlerinden;)biri sürülüyor daha sonra şeker hamuruyla kaplanıyor.
Resimlere tıklayarak daha net görüntülere ulaşabilirsiniz...
Bir de son bir soru?Islatılmış ve birkaç gece bekletilmiş bulgur nasıl kokar fikriniz var mı:(Aman da olmasın:)))(Annem nasıl bana sabretmiş o vakitler hiç aklım almıyor...Masanın altına koyduğum ve kimselere dokundurtmadığım bir büyük tencere mayalanmış bulgur.Hala burnumda kokuyor.Müthişşşş:(((
Ama siz illa bozayı evde denemeliyim derseniz bir şuraya bakın
yok deneyemem mi diyorsanız o zaman buradan alın.Hem de şöyle bol tarçınlı...Leblebili...Pastayı sonra da kaplasanız olur;)))
yok deneyemem mi diyorsanız o zaman buradan alın.Hem de şöyle bol tarçınlı...Leblebili...Pastayı sonra da kaplasanız olur;)))
17 yorum:
Hülyaaaaaa budur geri döndün tam anlamıyla sonunda lütfen hep yaz ve anlat öyle kabiliyetlisinki kabiliyetsizliklerini anlatırken bile bir derin kabiliyet var içtenlik var yazdıklarında ve sen daha nasıl süprizlerle dolusun acaba.........
bu arada sıla şimdi bitti bende o son bakışmada kaldım nekadar derindi
bir de küpürlerin çok değerli ilerde dükkana asarsın sana ilham veren sihirli tatlar
bazen yollar vardır biz seçmeyiz onlar önümüze kendiliğinden çıkar ve sadece yürürüz
Sevgili AYNUR;geleceğini biliyordum;)Bizim de seninle aramızda böyle bir bağ oluştu baksana.Hiç tanımadığım birini neler yapabileceğini kestirebilecek kadar tanıyabiliyorum.Yaman bir çelişki;)
Kendimle dalga geçmeyi ve beni bu günlere getiren herşeyi sevebilmeyi seviyorum...
Dükkanı bulsak asacak çok şey var ama;)))
Sıla bazen yuh dedirtiyor insana.Bakışlarda ki anlam çok yüklü ama koca İstanbul'da onlar nasıl karşılaştılar öööle akıl sır erecek gibi değil.Ya da masalsı bir anlatım,böyle mantık oyunları aramamalı deyip geçmek mi gerekiyor bilemedim:(Sen bildiysen ses ver e mi???
tamamen katılıyorum ama ben aşk izlemeyi seviyorum hayatımda hiç korku filmi izlemedim yani gerisini sen anla iki gözün bakışmasıydı benim için tamamen bu haftaki dizinin özeti
gerisine bakmadım bile
Sevgili AYNUR;ben de korku ve gerili izleyemem.Önceliğimde duygusal filmler vardır ama böyle de Yeşilçam'a gönderme yapılan sahneleri görünce yücelttiğim dizi kahramanlarının büyüsü bozuluveriyor sanki.Tekrar diyorum ki bakışlara yüklenen mana süperdi.Peki Boran'ın yanındaki kız ne diye öyle baktı?Tanıyor mu Sıla'yı anlayamadım...
koca bir yorum yazdım gönderemedim neyse o kız onu tanıyormuş televizyondan sen kızgınlıkla kürtaj yaptırımısın
resim buruşturma sahneside neydi komik geldi resmen
Bence kürtaj olmadı?Ya da kendimi mi kandırıyorum acaba:(((
bende öyle sandım ama halsizliği filan biraz kafa karıştırıcı seni esir etmim çok hoşsun bende seninle bu sohbeti seviyorum kendine iyi bak çocuklar nasıllar onların maceralarınıda özledim ben
Çocuklarım maceraları devam ama biraz keyifsizler:(Yazarım en kısa zamanda...Kendine iyi bak ve ailene;))
Yazınla birlikte bende çocukluğuma gittim, senin gibi deneyimlerim olmadı hiç. Galiba pek risk almayı seven biri değildim. Ama gün geldi imkanlar oluştu, ben büyüdüm ve o zaman başladı bu deneyim süreci. 16-17imde başladım ancak. Üniversite'de yurtta kalırken lahana sarması yaptığımı bile hatırlıyorum: Tabiki dolma da yapmıştım:) Şimdi ki deneyimlerim olsa daha neler neler yapardım yurtta. Ne güzel olurdu. Fırında pişmesi gerekmeyen bir sürü tatlı tarifi var.
Neyse şu an bile yeni tarifler denerken o zamanki ruh halime dönerim.
Bu güzel yazıyı bizimle paylaştığın için teşekkürler Hülya...
sevgiler
Hulya'cigim, zevkle okudum yazini. Bence de yaz yaz yaz. Pastalar da cok guzel gozukuyordu.
Bu arada Sila'yi seyrettim. Ama sana sormak istedigim Turkiye'de Adak'i gosteriyorlarmi? Nedense burada artik vermiyorlar. Mumkunse bana son bir ayi kisacik anlatabilirmisiniz, luttfeeennnn. Sevgilerimle,
Sevgili PINAR;çocukluğuma gittim diye başlayan cümleler aslında ne kadar büyüdüğümüzü bize haykırıyor ama gönül hiç öyle demiyor.Aynı anda içimdeki ve dışımdaki beni büyütme çabasından başka birşey değil benim yazdıklarım.Her iki beni de aynı ayara getirmek;)Anlayacağın zor iş:(Ben de üniversite de ev arkadaşlarımı koruyan,kollayan,anne gibi bir model giyinmiş çırpınıp dururken hatırlıyorum o günleri.Bu anılar gülümsetiyor şimdi beni.Tabii imkanlar böyle değildi o vakitler.Bildiklerimiz çok kısıtlı.Şimdi öyle mi?Ama bu kez de gençler bizim penceremizden bakmıyorlar?Hangi kuşak en iyisini yapıyor herhalde hiç bilen çıkmayacak???
Sevgili TUBA;Adak sanırım hiç izlemediğim bir dizi.Belki izledim hatırlamıyorum.Galiba Türkiye'de gösterilmiyor.Ama çok fazla tv izleyicisi olmadığımdan belki birileri bizi duyar da ses verir.Seni yanıltmak istemem;)Son bir aydır hangi diziyi sorduğunu anlayamadım.Sıla'ysa başım gözüm üstüne;anlatırım:)))
verdiğiniz son link açılmıyor rica etsem bir daha bakarmısınız
feride
Sevgili Hülyaaa bugün itibariyle nihayet bloğuna ilk ziyaretimi gerçeklestirmis oldum. Dün bana verdiğin onca fikirden sonra ziyaret edip bu güzel yazına bir yorum eklemeden geçip gitmek haksızlık olurdu sana... Ayrıca eskimiste olsa bu küsellll dergi sayfalarını bizimle paylastığın için çok tesekkürler. Benim gibi acemi pastacı adaylarının en azından değerlendirmeye alabilecekleri güzel bir sayfa nede olsa... Banada beklerim... Sevgilerimle
www.masaldiyari.blogspot.com
www.ciceksepetim.blogspot.com
Sevgili FERİDE;bakıyorum hemen...
Sevgili PAPATYA;ne telaşlı ne hummalı bir iştir bu pastacılık.Gönülden çoook şeyler geçer ama işte yok mu şu acemilik;elini kolunu bağlar adamın.55 yaş pastanda sana kolay gelsin.Şimdi sana uğruyorum:)))
Sevgili FERİDE;tekrar düzenledim eğer hala açılmazsa mail atabilirim.
Hülyacım merhaba,
sonunda sayfanı inceleyebildim.Bence herşey geçmişteki kadar güzel ve heyacan verici.Senden tek ricam olabilir benim gibi çalışan bayanlar için cok pratik tariflere ihtıyaç var hemen 5 dakikada yapabilecegimiz özenle sunabilecegimiz tarifler ...
Dayımdan bana miras kalan bazı pasta kitaplarım mevcut çanakkale ye geldığimde sana bunları getırmek ısterım yıllar oncesıne dayanan kıtaplar,Dükkan nı hayırlısıyla acarsan eğer bılkı canakkale geldiğimde hep oradayım.Herzaman başarılarınla gurur duyan arkadasın SİBEL
Canım SİBEL'im;nasıl sevindim uğramana anlatamam.Taaa liseden kalma bir dostu sayfamda görmek çok hislendirdi.En iyisi mi sen hep uğra,geçerken uğradım desen bile yeter.Belki son yemeğimizden kalanlar da uğrar,ne güzel olur o vakit 3/ED-B dayanışması.Kitaplarsa sürpriz oldu diyebilirim...
Yorum Gönder