3.07.2007

KUM VE KÖPÜK

Diyor ki:
Ben hakikati bilmiyorum.Ama cehaletimin önünde tevazuyla eğiliyorum.Övüncümde bundandır,kazancım da.
Ekliyor:
Hiçbir zaman ikinci benliğimle tam olarak uyuşamadım.Bana öyle geliyor ki varlık probleminin sırrı,ikimizin arasında bir yerde.
Hem de durmadan ekliyor:
Erkeğin eli kadının eline dokunduğunda ikisi birlikte sonsuzluğun yüreğine dokunurlar.
Bana ne zor şeyler söylüyor:
Saf bir ayna olarak senin önünde durduğumda,uzun süre içime baktın ve kendi yansımanı gördün.
Sonra bana ,"Senin seviyorum"dedin.Oysa sen,benim içimdeki kendini sevdin.
Ve durmuyor:
Belirli ölçü ve ağırlık kavramlarımız olmasaydı,güneşin önünde olduğu gibi,ateş böceğinin önünde de hayranlık duyardık.
Ve anlatıyor:
İnsanların cenaze töreni,belki de meleklerin düğünüdür.
Asla durmuyor:
Veriyor,ama verirken verdiğin kimsenin utancını görmemek için yüzünü çeviriyorsan,o zaman gerçekten merhametlisindir.
Öyle şeyler diyor ki bana fazla,bana ağır:
Konuğumu eşikte durdurup dedim ki,"Lütfen ayağını içeri girerken silme,dışarı çıkarken silersin"
Ve ağlıyordum:
Cennet hep orada duruyor,şu kapının ardında,hemen yandaki odada;ama ben kapının anahtarını yitirdim.
Belki de yitirmedim,sadece farklı bir yere koydum.
İnanamıyordum:
Kuş tüyünde uyuyanların gördükleri düşlerin toprak üstünde uyuyanların düşlerinden daha güzel olmadığını bildiğim halde,hayatın adaletine olan inancım nasıl azalır.
Ve ona hakverdim:
Bugüne kadar,"Sen kimsin?"diye sorana ne cevap vereceğimi bilemedim.
çünkü bu bendim....

HAMİŞ:Az evvel bir kitabını daha bitirdim Cibran Halil Cibran'ın.Ermiş hala başucu kitabımken bu kitaplara yenilerini eklemek bana epey bir ağır gelmekte.Ve hatta bilgisiyle,kelimelere hükümran tavrıyla beni korkutan bu adamın her yazdığını ezberlemeyi isteyecek kadar bilgisiz bir insanım ben.Ne acı ki hiçbirşey bilmemişim,bildim diye hep ahkam kesmişim bana kalırsa.Cehalatimi yüzüme insan gibi vuran bu insanın diğer kitabı da sayfalarını aralamamı bekliyor yanıbaşımda.Kimbilir orada daha ne gerçeklikleri vuracak yüzüme.Lazarus ve Sevgilisi'de kim öğrenmek için deli oluyorum.


14 yorum:

Pınarın Kulubesi dedi ki...

kitaptan alıntılarla tanıtman çok güzel olmuş. Bu sözlerden etkilenmemek mümkün değil,
elimdeki kitabı bitirir bitirmez Halil Cibran kitabı alıp okumaya başlıyorum.
Ermiş de ilk kitabım olacak sanırım
Bu haftasonu Beyazıt'a doğru gitmenin vakti geldi sanırım.
sevgiler

daimamutfak dedi ki...

Merhabalar ankaradan..çanakkaleye..
Efendim blog başındaki fotoğraf beni çekti..
Ben trakyalıyım gündöndü derler bizde bir adıda bu ayçiçeğinin.Ne çok özledim memleketimde onları görmeyi.Birkaç yıldır gidemedimde özlem var bende..Çanakkalede bizim o taraflardan sayılır..çok yakışmış o resim bloga...bende beklerim..sevgiler..neriman

Damak Tadı dedi ki...

Sevgili Hülya'cığım,
Bende Halil Cibran'ın kitaplarını hiç okumamıştım ve sayfandaki sözlerden bende çok etkilendim..Bende hemen kitap yurduna senin sayende siparişimi verdim canım.Kocaman öpüyorum seni tatlı Hülya'cığım,sağol-varol daima..


Sevgiler

Adsız dedi ki...

Ne güzel anlatmışsın kitaptan bölümler alarak bende çok etkilendim Halil Cibran kitabı okumadım ama hemen alacağım sağol Hülyacığım tavsiyen için..

Hülya dedi ki...

PINAR'cığım;sular seller gibi yazılmış 2 kitap Ermiş ve Kum ve Köpük.Hayatın aslında farklı birşeyler demeye çalıştığı üzerine.Ve daha derinde yüzlerce duygu.
Çevirileri yapan basımevlerine göre fiyatlerı da farklı farklı kitapların.Dolayısıyla çeviriden çeviriye de fark var muhakkak.Ama bu kadarı bile bana yetti arttı biliyor musun?
Sevgilerimle...
NERİMAN'cığım bir kere uğramana çok sevindim.Teşekkürler.
Evet gündöndü de derler bizde de.Hem ay yüzlü bir bitki olduğundan hem de başını güne döndürdüklerinden,dolu taneleriyle başını eğdiklerinden günebakanın yeri bende apayrı...
Hemen size geliyorum.Evde misiniz?
GÜL'üm;bu kadar çabuk mu?Süpersin iyi mi?Ben bu kitapları daha önce ne diye okumamışım diye hayıflanırken bilmeyenlerin de haberi olsun istedim.Sesimi duymana sevindim.Senin o güzel yüreğine tesirini kestirebiliyorum şimdiden..
Sevgiler...
SEDA'cığım;lütfen al ve oku.Su gibi şiir gibi 2 kitapdı Ermiş ve bu son okuduğum.Bana çok tesir etti.O kadar etkilendim ki yazılanlardan.Dilerim bundan sonra daha içine dönük yaşamayı becerebilirim...
Çok öpüyorum seni...

gülriz dedi ki...

Hülyacığım, akşam akşam baktım da yazdıklarına, bir an önce çıkıp bu kitabı alıp sabaha kadar okumak geçti içimden. Şu hiçbirşey bilmediğin gerçeğini fark etme olayı, sık sık benim de başıma geliyor; özellikle Socrates'in diyaloglarını okudukça hissediyorum bu duyguyu. Bir de kitapçılara girdiğimde, bir dolu kitabı görünce, önce bir kendimden geçiyorum, sonra da kendimi çok cahil hissediyorum o kitapların birçoğunu okumamış olduğum için :( Sevgiler canım

Adsız dedi ki...

Çok güzel ne diyeyim.Bu sabah kızımla konuşuyordum bir şarkıcı toplulugu isimleini ''aptallar toplulugu'' koymuş.Yol boyu düşündüm.İnsan kendi kendine nasıl aptal ismini verir.Bursa da ABTAL diye bir muhit var.Ve orda yaşayan bir derviş in adını taşıyormuş.Abtal demek de temiz demekmiş.Sonra konumuz eski insanların ne kadar temiz oldugundan başladı ve uzadı gitti işyerine gidene kadar.Günümüzde farkında olmadan sahiplendigimiz negatif yönlerimizi böyle güzel düşünceler saçan kitaplar okuyarak pozitif yönlere çevirmeye çalışıyoruz.Negatif limanlardan pozitif sulara ( NLP ) yolculugu ögrenmeye çalışıyoruz.Eger ilgilenirsenin bir ara Duygusal zeka kitabınada bir göz atmanızı isterim.Benim dönem dönem tekrar tekrar okumaya ihtiyaç duydugum bir kitapdır.Güzel düşünenlerin güzel gördüklerini anlatan bir kitap.Güzel düşünmenin hayatımızı sıcacık dolu dolu mutlulukl geçirebilecegimizi anlatıyor.
Sevgi ile mutlulukla ve huzurla dolu olsun hayatınız...
Dilek

Adsız dedi ki...

selam.
Hülya Hn bahsettigim kitabın adını yanlış yazdıgımı sonradan farkettim.Ruhsal zeka olacak dı.
sevgi ile kalın
Dilek

daimamutfak dedi ki...

Canım gelip uğramışsın.Ne mutlu oldum sözlerinle anlatamam.Çok yakın hissettirdin cümlelerinle.Bunun üzerine gel bana soğuk bir vişne suyu içelim ne dersin?.Bak bahçeden sağlıklı katkısız.Değecek güzel başlayan dostluğa...kucaklıyorum bende...neriman

Hülya dedi ki...

GÜLRİZ'ciğim;ne güzel bir erdemdir ki biz bizde olmayanın farkındayız.Ya farkında olmasaydık?
DİLEK HN'cığım;o gençler emin olun ki bizim bakmadığımız bir pencereden baktıkları için yaşama kendilerini öyle adlandırmışlardır.Üstün Dökmen'in kitapları bu farklı bakışlara çok güzel açıklamlaar getirip,betimliyor...
İlk fırsatta Ruhsal Zeka'yı da incelemek isterim...
Sevgilerimle...Ve ana-kız devam edecek daha nice hoşsohbetlerinize...
NERİMAN'cığım;sana uğradım bir yudum içtim vişne suyundan.Çok beğendim.Ve hala kulağımda takılı vişne küpelerim sana tekrar ne vakit gelirim düşüncesindeyim...Yeni bir ürün hasadı?Peki o zaman yarın gelirim...

ayseyaman dedi ki...

Hülya'cım elinden kitap düşürmeyen, araştırıp yeni şeyler öğrenip sonrada uygulayan seni benle karıştırıyorsun.:) Yaşlı kadın mı? cık cık cık! :)
Örnek alınacak kadın mısın sen, nesin? :))

pecete dedi ki...

Hülyam; Yanında olmak veya yanımda olmak. Bu kısmı bir türlü aşamadım. Kitaptan alıntıların tam yerlerden vurdu. Ne diyeceğimi bilemedim. Ne zaman buluşacağız bacım???

Oya Kayacan dedi ki...

Cibran önemli bir bilge kişi. Çarpılmakta çok haklısın sevgili Hülya. Tıpkı bir zamanlar, Neitszche "Thus spoke Zaradustra"yı okuduğumda benim çarpıldığım gibi. Türkçe çevirileri "Böyle Buyurdu Zerdüşt" olmalı. Madem derinler seni çekiyor, okumadıysan mutlaka oku. Sevgiler

Hülya dedi ki...

AYŞE'ciğim;örnek demesek bu işe.Daha kendimi yola koyamamışken örneklik değil de bu nasıl desem bildiklerini kendine saklayamama durumu belki...
Sevgiler sana...
AYŞEM'ciğim;bahar olsun,çimenler yeşersin,kuzular çayıra şöyle bir salınsın,ilk esen rüzgarla yeşil tentenin altında ki yuvadayım...Sakın vazgeçme...
OYA'cığım;tavsiyen için teşekkürler.O kitap listemde zaten ama maalesef okumadım.Derhal önceliklerime ekliyorum.
Sevgiler canım...